Dharma Öğretilerini Dinlemek

Faydalı Alışkanlıklar Geliştirmek

Faydalı alışkanlıklar geliştirmek için bu alışkanlıkların neler olduğunu araştırmamız gerekir fakat bu öğrenme tek başına yeterli değildir. Bu faydalı alışkanlıklarla kendimizi bütünleştirmeli ve bunları bir parçamız haline getirmeliyiz. Meditasyon bunu yapmamıza yardımcı olur. Tıpkı bir şeyi ağzımıza koyup çiğnemeden sindiremememiz gibi, öğretileri aklımıza koyup düşünmezsek onları meditasyon yoluyla sindirebilmemiz mümkün değildir.  Ve yine yiyeceklerde olduğu gibi, yalnızca çiğneyip sonra yere tükürmenin de bir anlamı yoktur. Yemeğimizden faydalanabilmek için önce onu yutmak ve sindirmek zorundayız.

Meditasyon yapmaya nasıl başlayabiliriz? Gördüğümüz gibi, meditasyon üç aşamalı bir sürecin üçüncü adımıdır. Bu tür bir yapı, Hindu geleneğindeki Upanishad'larda olduğu gibi tüm Hint sistemlerinde bulunur. Birçok insan Budizmde kullandığımız çoğu yöntemin diğer geleneksel Hint sistemlerinde de bulunmasını hoş karşılamıyor gibi görünüyor. Ancak yöntemler ortak olsa da, Budizme özgü olan şey bağlamdır; amacımızın, gerçeklik anlayışımızın ve motivasyonumuzun ne olduğudur.

Bu üç adım dinlemek, düşünmek veya tefekkür etmek ve meditasyon yapmaktır. Budist bağlamda meditasyon yapıyorsak bunu Budist öğretilerini sindirmek için kullanırız.

Öğretileri Dinleme

Neden ilk aşamaya ''dinleme'' diyoruz? İlk olarak, Buddha zamanında öğretilerin hiçbiri yazılmamıştı. Bu yüzden onları öğrenebilmenin tek yolu, onları hafızadan okuyan ve açıklayan birini dinlemekti. Günümüzde tüm öğretileri okuyabiliyoruz; o zaman onları dinlemenin herhangi bir faydası var mı? Bunun faydası, öğrencilerin anlamasını isteyen canlı bir öğretmenle doğrudan temas kurma şansı tanımasıdır. Öğretmenler öğretileri çeşitli şekillerde açıklayabilirler ve eğer herhangi bir sorunuz varsa kitabın aksine öğretmeninize sorabilirsiniz.

Dinlemenin dezavantajı ise eğer dikkatinizi kaybederseniz, önceki sayfaya geri dönememeniz veya tekrar dinlemek için geri saramamanızdır. Kalabalık bir gruptaysanız, sırf siz dinlemediniz diye öğretmeninizden geri dönüp kaçırdığınız yeri tekrar etmesini istemek de utanç vericidir. Arkada oturuyor ve çok iyi duyamıyor da olabilirsiniz. Oda gerçekten sıcak olabilir ve bu yüzden uykunuz gelebilir. Yani dezavantajlar var. Fakat bu daha fazla çaba sarf etmeniz gerektiği anlamına gelir ve daha fazla çaba sarf etmek Budist öğretilerinde edinilmesi gereken niteliklerden biridir. Budizmi öğrenmek ve uygulamak hiç de pasif bir yöntem değildir.

Aslında öğretmenlere verilen talimat, öğrenci için anlamayı çok kolay hale getirmemeleri, ilk kez anlatılan şeyleri çok net bir şekilde açıklamamalarıdır. Benim gibi bazı insanlar için bunu yapmak zor çünkü ben çok açık olmayı seviyorum. Tercümanı olduğum sırada bana bilinçli bir şekilde öğretmenlik yapmayı öğreten öğretmenim Serkong Rinpoche'nin talimatları şöyleydi: ''Başlangıçta net bir şekilde açıklama çünkü istediğin şey gerçekten ilgilenenleri ve başka nedenlerden orada olanları birbirinden ayırmak. İlgilenenler daha fazlasını soracaktır ve öğrencilerin daha fazlasını öğrenmeye yönelik güçlü bir istek geliştirmeleri önemlidir.''

Bir öğrenci olarak, öğretmenin net olmadığından şikayet ederseniz ve bu yüzden eğitime geri dönmek istemezseniz, öğretmenin kalitesinin ne olduğunu tartmanız gerekir. Öğretmen aslında niteliksiz ve nasıl net bir şekilde anlatacağını bilmiyor mu? Böyle birçok kişi var. Yoksa öğretmen sizi sebat ve sabır geliştirmeye teşvik etmek için detayları kasıtlı olarak mı vermiyor? Dinlemenin tüm amacı, öğretiler üzerine düşünmek olan ikinci adımdır. Öğretmenin cevabı anında vermemesi çok daha yararlıdır çünkü önce bunun üzerine düşünmenizi sağlar. Bu da öğretileri kendi başınıza incelemenizi daha nitelikli kılar.


Video: Geşe Lhakdor — “Tibetçe Öğrenmek Önemli Midir?”
Altyazı seçeneğini aktif hale getirmek için lütfen video ekranının alt sağındaki “CC” ibaresine tıklayınız. Altyazı dilini değiştirmek için lütfen “Settings/Seçenekler” kısmına tıklayıp daha sonra “Subtitles/Altyazı” seçeneğini tıklayarak tercih ettiğiniz dili seçiniz.

Öğretileri İnceleme

Öğretileri incelemek ve size mantıklı gelip gelmediklerini görmek çok önemlidir. Öğretiler hakkında ne düşündüğünüzü görün ve düşünceleriniz hakkında geri bildirim alın. Bunu büyük bir grupta yapmak, özellikle de öğretmeninizi sadece yılda bir kez görüyorsanız zordur. Ben ideal durumdan bahsediyorum. Öğretmenin sürekli orada olmadığı birçok Budizm merkezinde, okumaya ve işitsel materyallere bel bağlamanız gerekir. Bu materyallerden çok şey öğrenebilirsiniz. Bu materyallere birer roman veya tuvalette okuduğunuza benzer şeyler gibi davranmayın; saygılı bir zihin hali içinde okuyun. Yavaşça ilerleyin ve değinilen noktalar üzerine düşünün. Öğretmen bulunmayan bir merkezdeyseniz, metinleri yine de birlikte okuyabilir ve tartışabilirsiniz. Bazı insanlar daha fazla anlayışa sahip olabilir ve diğerlerine bilgi verebilir. Herhangi bir Budizm merkezine gitmeyen veya yakınındaki merkezlerde kendini evinde hissetmeyen "evsiz uygulayıcıların", kendilerine uygun bir tane buldukları takdirde, çevrimiçi Budizm tartışma gruplarına katılmaları faydalı olabilir.

Başkalarıyla bu tür bir etkileşim çok faydalıdır, aksi takdirde öğretileri öğrenmek entelektüel bir uğraş olarak kalıp gerçek hayatı etkilemeyebilir. Bu konuda ciddi olmalıyız. Bu dimdik oturup asla gülümsememek anlamına gelmez. Dharma hakkında konuşurken derinlemesine düşündüğümüz anlamına gelir. Ve birisi komik bir şey söylediğinde ya da hata yaptığında gülebiliriz.

Bazı Batılı insanlar için bunu yapmak oldukça zordur: aynı zamanda hem rahat hem de oldukça ciddi olmak. Bu, öğretileri hayatınızla nasıl birleştirdiğinizin bir göstergesidir. Sonuçta, öğretilerin temel amaçlarından biri sizi daha mutlu kılmaktır. Eğer askerdeymiş gibi resmi olursak, bu hiç de mutlu bir ruh hali olmaz. Mükemmel olmayacağımızdan, hata yapacağımızdan ve cezalandırılacağımızdan korkarız. Budizm bu değildir!

Ters Duran Vazo, Kirli Vazo, Çatlak Vazo

Dinlemeye geri dönelim. Öğretileri dinlerken nasıl bir vazo olmamamız gerektiğine dair tavsiyeler vardır. Öncelikle, ters duran bir vazo gibi olmamalıyız çünkü o zaman hiçbir şey içeri giremez; açık bir zihne sahip olmalıyız. İçine giren her şeyi derhal dışarı sızdıran çatlak bir vazo gibi olmamalıyız. Son olarak, kirli bir vazo gibi olmamalıyız; çok fazla önyargımız olursa, öğretiler çamura dönecektir.

Budist öğretilerini dinlerken onları diğer sistemlerle kıyaslamaktan gerçekten kaçınmalısınız. “Hinduizm böyle diyor; Taoizm ise şöyle.” diye düşünebilirsiniz. Öğretmenlerimden biri şöyle derdi: ''Eğer ikisini de gerçekten anlamadığınız iki şeyi karşılaştırmaya çalışırsanız, bu hiçbir anlam ifade etmez. Sadece kafanız karışır.'' İki sistemi de tam olarak anlıyorsanız, o zaman faydalı bir karşılaştırma yapabilirsiniz. Ancak Budist öğretilerini anlamıyorsanız, önce "şuna mı benziyor yoksa buna mı” gibi düşünceleri bir kenara koymalı ve yalnızca öğretileri dinlemelisiniz. Aksi takdirde öğretilere yanlış ve alakasız ön yargılarınızı katarsınız.

Çatlak bir vazo olmamamızı söyleyen tavsiye, öğrendiklerimizi hatırlamamamız durumunu kasteder. Birçok kişi not almayı yararlı bulur ancak eğer not alıyorsanız daha sonra bu notlara bakmanız iyi olur. Her halükârda, gerçekten iyi bir hafızaya sahip olmadıkça önemli noktaları not etmek iyi bir fikirdir.

Batı'daki psikolojiye bakmak ilginç; sınava girmeyeceğimiz sürece, genelde bir şeyler öğrenmek için çaba sarf etmiyoruz. Sınavı geçmek için öğreniyoruz ve eğer kopya çekebileceksek, neden çekmeyelim? Bu düşünce burada işe yaramıyor. Burada sınav, iyi notlar veya öğretmenin onayını kazanmak yok. Tüm mesele kendimizi geliştirmeye çalışmamız ve Buddha'nın öğrettiği her şey -eğer ona gerçekten güveniyorsak- başkalarının yararı için. Başkaları ile rekabet yok, öğretileri sadece kendimiz açısından düşünmeliyiz. “O kişi öfkeli, bende öfke yok.” diye düşünmeyiz. Dharma'nın aynası dışarıya değil kendimize dönük olmalıdır.

Tıp Benzetmesi

Öğretileri nasıl dinleyeceğinizle ilgili bir başka talimat, kendimizi hasta bir kişi, Buddha ve öğretmenleri doktor ve Buddha'nın öğretilerini de ilaç olarak görmektir. Yüksek farkındalığa sahip insanları da bize yardım eden hemşireler gibi görebiliriz. Daha da basit bir deyişle, Budizm pratiğine şu teşhisle giriş yaparız: “Sorunlarım var.” Bir hastalığımız var; bencilliğimiz, öfkemiz veya başka bir şey ve ondan kurtulmak istiyoruz. Buddha yüce bir doktor ve bana muhteşem bir ilaç verilecek. İlacımı unutmayacak ve bana verilen talimatlara göre alacağım. Bir gün bile kaçırmamaya çalışacağım ve kesinlikle tüm şişeyi bir kerede içmeyeceğim. Budizm pratiği biraz antibiyotik almak gibidir! Belirli zamanda, belirli bir miktarda almak zorundasınız. Yarım bırakırsanız veya birkaç gün atlarsanız size çok fazla yardımı olmaz. Bu, Budizmi tıbbi bir durum gibi düşünme talimatlarından biridir.

Başka bir talimat ise, öğretileri dinlerken saf bir diyarda olduğumuzu, öğretmenimizin Buddha olduğunu ve bize saf öğretilerin sunulduğunu hayal etmektir. Bu, öğretmenin gerçekten Buddha olduğunu düşünmemiz gerektiği anlamına değil, öğretmenimize, kendimize ve öğretilere saygı duymamız gerektiği anlamına gelir. Ciddi bir şey yapıyoruz; bu asık bir suratla oturmamız gerektiği anlamına gelmiyor ama sıcak ve havasız olan odayı görmezden gelebilir ve bize öğretilenlere açık bir zihinle odaklanabiliriz.

Zihnimizi Açık Tutmak

Buddha, öğretileri sanki altın satın alıyormuşuz gibi incelememiz gerektiğini çok güçlü bir şekilde vurgulamıştı. Ona inanıyoruz diye her şeye öylece inanmamalıyız. Bunu yapmak için zihnimizi açık tutmamızın yanı sıra, Buddha'nın bize eğlencesine aptalca şeyler öğretmeyeceği varsayımında bulunmamız gerekiyor. Açık bir zihinle, öğretilerin ne anlama geldiğini anlayabilmek için onları inceleyebiliriz. O zaman doğru ve faydalı bulduğumuz şeyleri benimseyebiliriz. Geçmiş ve gelecek yaşamlardan bir varsayım örneği vereceğim.

Tipik bir Batı tarzında yetiştirildim ve Budizmi öğrenmeye ilk başladığımda geçmiş ve gelecekteki yaşamlara kesinlikle inanmıyordum. Bu Batı'daki çoğu insanın düşünme biçimine yabancıdır; ölüm sonrası yaşamı düşündüklerinde büyük olasılıkla Hristiyan cenneti veya cehennemi türünde bir yer düşünürler. Fakat tüm öğretilerde herkesin önceki bir yaşamda benim annem olduğu düşüncesi vardır; yani bunu öylece yok sayamazsınız.

Başlangıçta buna şu şekilde yaklaştım: ''Şimdi anlamasam bile, bu yeniden doğuş fikrinin doğru olduğunu varsayacağım. Bu konuda bahaneler üretmeyeceğim ve bu fikri halının altına süpürmeyeceğim; onu anlamak için kendime zaman tanıyacağım.'' Zamanla, yeniden doğuş temelinde inşa edilen her şeyin aslında faydalı ve doğru olduğunu, bu yüzden belki de yeniden doğuş fikrinin kendisinin de doğru olabileceğini görmeye başladım.

Sonradan Buddha'nın yeniden doğan şeyin ne olduğuyla ilgili öğretilerini bilmediğiniz zaman, yeniden doğuşu da anlayamayacağınızı fark ediyorsunuz. Daha derin bir seviyeye ulaşmanız gerekiyor ve o noktadan sonra cehennem, hayalet diyarları ve benzeri şeyler mantıklı gelmeye başlıyor. Eğer zihnin doğasını anlamıyorsak, bunların hiçbiri mantıklı gelmeyecektir.

Bu yüzden, anlamıyoruz veya bize çok garip geliyor diye öğretilerin bir kısmını hemen reddetmemek önemlidir. Açık bir zihne ve ayırıcı farkındalığa sahip olmak bu demektir: ''Evet, Buddha'nın öğrettiği şey budur. Buddha yeniden doğuşu öğretti. Üzgünüm, bunu beğenmeyebilirim ama bunu söylüyor ve ben Budizmde daha derine inmek istiyorsam bununla başa çıkmak zorundayım.''

Video: Khandro Rinpoşe — “Neden Budizm'i Öğrenelim?”
Altyazı seçeneğini aktif hale getirmek için lütfen video ekranının alt sağındaki “CC” ibaresine tıklayınız. Altyazı dilini değiştirmek için lütfen “Settings/Seçenekler” kısmına tıklayıp daha sonra “Subtitles/Altyazı” seçeneğini tıklayarak tercih ettiğiniz dili seçiniz.

Özet

Budist metinlerde bulduğumuz tavsiyeler yalnızca Budizmi öğrenirken değil günlük yaşamlarımızda da faydalıdır. Kirli veya kırık bir vazo gibi olmak asla iyi değildir! Budizmi hayatımıza uygulamak, dinlemekle başlayan proaktif bir süreçtir. Bunu yaptıktan sonra henüz tam olarak anlamadığımız konularda zihnimizi açık tutarak, öğretileri tıpkı elmas bir yüzük satın alıyormuş gibi dikkatle inceleyebiliriz.

Top