Herkes Buddha Olabilir

04:28
Hepimiz uzun süreli mutluluğa ulaşmak istiyoruz, o halde en anlamlı ve mantıklı olan şey gerçekçi bir biçimde bu amacı gerçekleştirmek için uğraşmaktır. Maddiyata dayalı nesneler bize bir miktar mutluluk getirse de gerçek mutluluğun kaynağı zihnin kendisidir. Yeteneklerimizi tam anlamıyla geliştirip eksikliklerimizin üstesinden geldiğimizde sadece kendimiz değil başka herkes için de bir mutluluk kaynağı olan birer Buddha haline geliriz. Hepimiz Buddha olabiliriz, zira her birimizde bu amaca erişebilmemiz için gereken aktif etmenler ve potansiyel mevcuttur. Buddha doğası hepimizde mevcuttur.

Buddha herkesin Buddha olabileceğini söylemiştir ancak bu aslında ne anlama gelir? Bir Buddha tüm eksikliklerini ortadan kaldırmış, tüm yetersizliklerini düzeltmiş ve tüm potansiyelinin farkına varmış kişidir. Her Buddha tıpkı bizler gibi sıradan kişiler olarak yaşamlarında gerçekliğe dair kafa karışıklığı ve gerçekdışı yansıtmalardan kaynaklanan ve tekrar eden sıkıntılar deneyimlemiştir. Onlar bu inatçı yansıtmaların gerçeklikle örtüşmediğini kavrayarak acılarından özgürleşmek için güçlü bir azimle çabalamış ve en sonunda zihinlerinin yansıttığı hayallere otomatik olarak inanmayı durdurabilmişlerdir. Rahatsız edici duyguları deneyimlemeyi ve takıntılı bir şekilde hareket etmeyi durdurarak kendilerini tüm acılardan özgürleştirmişlerdir.

Tüm bu süreç boyunca, sevgi ve şefkat gibi olumlu duygularını güçlendirmek için uğraşmış ve mümkün olduğunca başkalarına yardım etmişlerdir. Duydukları sevgi tıpkı bir annenin çocuğuna karşı sevgisi gibidir, ancak herkesi kapsar. Başkaları için hissettikleri bu yoğun sevgi ve şefkat ile herkese yardım etmek için geliştirdikleri olağanüstü azmin gücüyle gerçeği anlama seviyeleri gittikçe güçlenmiştir. Bu o kadar güçlü hale gelmiştir ki bir noktada artık zihinleri her şeyin ve herkesin kendi başına var olup başka her şeyden kopukmuş izlenimi veren yanıltıcı görüntüleri yansıtmayı tamamen durdurmuştur. Herhangi bir engel olmadan var olan her şeyin birbiri ile olan bağını ve tabiiyetini açıkça görmüşlerdir.

Bunu başardıktan sonra aydınlanmışlardır: Buddha haline gelmişlerdir. Bedenleri, iletişim kurma yetenekleri ve zihinleri tüm kısıtlamalardan özgürleşmiştir. Öğretecekleri herhangi bir şeyin her bir kimse üzerindeki etkisini bilerek artık tüm varlıklara olabildiğince gerçekçi biçimde yardım edebileceklerdir. Ama bir Buddha bile kadir-i mutlak değildir. Bir Buddha sadece önerilerine açık ve kavramaya hazır olup öğütlerini doğru şekilde uygulayanlar üzerinde olumlu bir etkide bulunabilir.

Buddha herkesin kendisi gibi başarabileceğini söylemiştir, herkes bir Buddha olabilir. Bu hepimizde ‘Buddha-doğası’ yani Buddhalık için gereken temel ve aktif durumdaki öğeler bulunduğu için böyledir.

Sinirbilim nöroplastisiteden yani beynin yaşamlarımız süresince yeni sinir ağları oluşturup değişme yetisinden bahseder. Örneğin, beynimizin sağ elimizi kontrol eden kısmı felç geçirdiyse fizyoterapi yoluyla beynin yeni sinir ağları oluşturup sol eli kullanmayı geliştirmesi mümkündür. Son araştırmalar örneğin şefkat üzerine yapılan meditasyonun yeni sinir ağları oluşturarak daha mutlu ve huzurlu bir zihne ulaşmada yardımcı olabileceğini göstermiştir. O halde beynin nöroplastisitesinden bahsedebiliyorsak zihnin esnekliğinden de bahsedebiliriz. Aslında zihinlerimiz ve dolayısıyla da kişilik özelliklerimiz durağan ve değişmez değillerdir ve yeni olumlu ağlar geliştirerek tamamen aydınlanmış Buddhalar haline gelmemiz için gereken temel etkeni sağlamak üzere teşvik edilebilirler.

Fizyolojik bir seviyede, ne zaman yapıcı bir şey yapsak, söylesek ve düşünsek olumlu bir sinir ağını güçlendirerek daha kolay işler hale getirir ve bu davranışı tekrar etme sıklığını artırırız. Zihinsel bir seviyede ise Budizm bize bunun olumlu güç ve potansiyelimizi güçlendirdiğini söyler. Bu olumlu gücün oluşturduğu ağı özellikle de başkalarına faydalı olarak ne kadar pekiştirirsek o da kadar güçlü hale gelecektir. Bu olumlu güç, bir Buddha olarak tüm varlıklara tam olarak yardım edebilme yetisini geliştirmeye yönlendirildiğinde, evrensel bir şekilde yararlı olma amacına ulaşmamızı kolaylaştıracaktır.

Benzer şekilde, gerçekliğe dair yaptığımız yanlış yansıtmalarda gerçek olan hiçbir şey bulunmamasına ne kadar çok odaklanırsak bu zihinsel saçmalığa inanmaya yol açan ve daha sonra da yansıtma yapan sinir ağlarını o denli güçsüzleştirmiş oluruz. Neticede zihinlerimiz bu kuruntulu sinir ve zihin ağlarından özgürleşerek rahatsız edici duygular ve onlara bağlı takıntılı davranış kalıplarından da kurtulmuş olur. Bunun yerine gerçekliğin derin farkındalığını geliştireceğimiz yeni güçlü sinir ağları oluşturabiliriz. Bu ağlar bir Buddha’nın mutlak olarak her şeyi bilen zihnine ulaşmak için her bir varlığa yardım edecek en iyi yolu bilme azmiyle güçlendirildiğinde derin farkındalık ağlarını sağlamlaştırarak Buddha zihnine erişmemize olanak tanıyacaktır.

Hepimizde bir beden ve başkaları ile iletişim kuracak -öncelikle konuşma olmak üzere- yetiler ve bir de zihin olduğundan bir Buddha’nın beden, konuşma ve zihnine erişmek için gereken etkin unsurlara sahibizdir. Dolayısıyla bu üçü Buddha doğasına dair etmenlerdir. Hepimizde belirli bir seviyede iyi özellikler bulunur -kendimizi ve türümüzü koruma, anne ve babalık içgüdülerimiz gibi- ve aynı zamanda eyleme geçmek ve başkalarını sevmek yetimiz de vardır. Bunlar da Buddha doğasına dair etmenlerdir, sınırsız sevgi, özenli ilgi ve Buddha’nın aydınlanmış eylemleri gibi iyi özellikleri geliştirip pekiştirmek için etkin olan unsurlardır.

Zihinlerimizin nasıl işlediğini incelersek Buddha doğasına dair daha fazla etmen keşfederiz. Hepimiz bilgiyi işleme, bir nitelik paylaşacak şekilde gruplandırma, şeylerdeki tekilliği ayırt etme, algıladığımız şeylere karşılık verme ve bir şeyleri bilme yetisine sahibizdir. Zihinsel işleyişimizin evreleri şu anda sınırlıdır ama onlar da tam potansiyelimizde faaliyette bulunmaya denk düşen Buddha zihnine erişmek için gereken etkin unsurlara dahildir.

Video: Matthieu Ricard “İnsan Zihni vs Hayvan Zihni”
Altyazı seçeneğini aktif hale getirmek için lütfen video ekranının alt sağındaki “CC” ibaresine tıklayınız. Altyazı dilini değiştirmek için lütfen “Settings/Seçenekler” kısmına tıklayıp daha sonra “Subtitles/Altyazı” seçeneğini tıklayarak tercih ettiğiniz dili seçiniz.

Özet

Hepimizde bir Buddha olmak için gereken etkin unsurlar bulunduğundan aydınlanmaya erişmek sadece bir motivasyon ve uzun süreli sıkı çalışma meselesidir. İlerleme asla doğrusal değildir: Bazı günler daha iyi olacak ve bazı günlerse daha kötü geçecektir, Buddha’lığa uzanan yol uzundur ve kolay değildir. Ama kendimize Buddha doğamızın etmenlerini ne denli hatırlatırsak cesaretimizin kırılmasından da o kadar kaçınmış oluruz. Sadece doğamız gereği hiçbir kusurumuzun olmadığını aklımızda tutmamız gerekir. Her tür zorluğun üstesinden yeterince güçlü bir motivasyon ile şefkat ve bilgeliği hünerle birleştirip gerçekçi yöntemleri izleyerek gelmemiz mümkündür.

Top