Uygurların Budist Krallıkları Kurması

Kırgızların Moğolistan’ı Fethi

Kırgızlar esasen Çungarya’nın kuzeyinde güney Sibirya’nın Altay ve Tuva bölgelerindeki dağlık ormanların Moğol halkıydı. Bazı boyları da Çungarya’nın güneyinde Tiyanşan Sıradağlarının batı sınırlarında yaşıyordu. Geleneksel Kırgız Altay toprakları Doğu Türk İmparatorluğu’na dahildi ve Uygurlar imparatorluğu ele geçirdiklerinde Kırgız Altay topraklarını da ele geçirerek yerle bir ettiler. Bundan böyle Kırgız ve Uygurlar ebediyen düşman kaldılar. Pek çok Kırgız batı Tiyanşan bölgesine giderek burada Uygurlara ve Tang Hanedanlığı’na karşı Karluklar, Tibetliler ve Abbâsîlerle ittifak kurdu.

Sekizinci yüzyılın ikinci yarısından beri Tibet-Arap ticareti Wakhan Koridoru yoluyla batı Tibet’ten batı Baktriya’ya ve oradan da Soğd’a geçiyordu. İkinci bir yol ise kuzey doğu Tibet’ten Gansu Koridoru’ndaki Tibet toprakları üzerinden kritik öneme sahip Turfan ve Beşbalık’a gidiyordu; Tibetliler, Uygurlar ve Tang Hanedanlığı arasında paylaşılamayan bu iki şehir nihayetinde 821’de Tibetlilerin oldu. Daha sonra (hepsi de 790’a kadar Karlukların olup sonra Uygurların eline geçen bölgeler olan) güney Çungarya’dan geçerek Tiyanşan Dağlarının batı sınırları üzerinden Batı Türkistan’ın kuzeyine doğru devam ediyor ve nihayetinde Arapların elindeki Soğd’da son buluyordu. Uygurlu haydutlar yolun Tiyanşan Dağlarından geçen kısmına sürekli musallat oluyorlardı. Kırgızlar bu haydutlarla mücadelede ve ticaret yolunun açık ve güvenli tutulmasında önemli bir rol oynuyordu.

On Dokuzuncu Haritayı: Tibet-Arap Ticaret Yolları
On Dokuzuncu Haritayı: Tibet-Arap Ticaret Yolları

Bu yol üzerindeki Tibetli tüccarlar, günümüz doğu Kırgızistan’ında Issık Gölü yakınlarındaki kayalara Tibet yazısıyla kazıdıkları Budist mantralarından (kutsal heceler) da görüldüğü üzere, Budisttiler. Orta Asya İpek Yolu’nun batıda bittiği yeri teşkil eden Müslüman topraklarında dinsel zulme veya kısıtlamalara maruz değillerdi; aksi takdirde seyahati göze alamazlardı. Bu durum Halife Memun’un 815’te Tibetli-Türki Şah-Karluk-Oğuz ittifakına karşı yürüttüğü cihadın, kafir kabul edilen insanlara kitlesel olarak zorla din değiştirtmeyi amaçlamayıp siyasi hedefler güttüğünün bir diğer göstergesidir.

Uygurlar, 821’de Tibetliler ve Tang Hanedanlığı’yla yaptıkları barış antlaşmalarından sonra zamanla iç çatışmalarla ve Moğolistan ve Çangurya’daki topraklarını ortadan bölen Tibetlilerin dayattıkları sorunlarla zayıfladı. 840 yılında, şiddetli kar yağışıyla geçen sert bir kış Uygurların sürülerini kırıp geçirdikten sonra, Kırgızlar kuzey Batı Türkistan’ın doğu kısmı ile Çungarya, Moğolistan’daki Uygur Devleti’ni bozguna uğrattı. Böylece Kırgızlar, kendileri de 924’te Kitanlar tarafından bozguna uğratılana kadar, Altay Dağlarındaki merkezlerinden bu bölgeyi yönetmeye devam ettiler.

Top